Yarattığı hisler, anlar, vurgular ile make-up artistlerin gözünden dünya, bakmayı, renkleri, geçişleri ile sahiplenmeyi sevdiğimiz bir yer. Yaklaşık on yıldır kült moda yayınlarından albüm kapaklarına bu alanda alışılmışın dışında deneysel uygulamaların yükselişi var. İşin ilginç kısmı ileri seviye teknikler, farklı malzeme kombinasyonları gerektirse de, bu akım günümüzde farklı kültürlerde gelişmiş azımsanmayacak kalabalıklara karşılık geliyor.
Bu yaratıcı ve özgürlükçü akımın sevdiğimiz sanatçılarından Anna Rudzit, Moskova’da yaşıyor. Etrafını saran dünyadan aldığı ilhamı, renkler, dokularla çalışmalarına taşıyan Rudzit’in vazgeçilmez ilham duraklarından biri ise David Lynch ve sinematografisi. “Güzel ile çirkin kavramları arasındaki derin eşik, beni çekiyor.” diyor Rudzit:
“Makyajla aramda hep sınır tanımayan bir yakınlık vardı. Annemin kozmetik ürünleriyle çocukluğumda çok oynadım, çok şey çizdim. Kıpkırmızı ruj ile yüzümün tamamını boyamamı ya da parlak mavi göz farı ile okula gitmemi uygunsuz da olsa yasaklamadıkları için aileme minnettarım. Buna rağmen, nihayet yaratıcılığa gelmem zaman aldı. Bir yetişkin olarak kurslara katıldım, fotoğrafçılık ve rötuş becerileri kazandım. Yüzün sadece bir kısmına, gözlere odaklanma fikri beni etkiliyordu. Gözler başkadır. Bakışların etrafında bir hikaye anlatabilir, bir ruh halini aktarabilir ve izleyicide duygular uyandırabilirsiniz. Meyveler, tohumlar, bitkiler, takılar, kağıt, yün, bant, misina, zımba, balon, plastik gibi birbirinden farklı nesnelere başvuruyor, belli belirsiz görüntülerden farklı dokular üretiyorum.”
Makyajı ‘yaratıcı dağınıklık’ adını verdiği, geleneklerin dışında kalan yenilikçi bir bakışla sahiplenen Anna, messymakeupco‘da dünyanın farklı yerlerindeki “deneysellere” ulaşıyor ve makyaj sanatında yeni yeteneklerin izini sürüyor.
Instagram’da takibe alın: @sugaronyoursouls @messymakeupcommunity