Tarih boyunca pek çok ince çağrışım ve sembolizm barındıran parfüm şişeleri, ambalajdan öte bir konuma sahiptir. Tabii ki, birincil işlevi parfümün korunması ve kokunun atomize edici pompalar, roll-on’lar, fırçalar, süngerler, cam veya gümüş tamponlar yoluyla cilde doğrudan uygulanmasıdır. Bununla birlikte, parfüm şişeleri, ilk başta göründüğünden çok daha fazlasını anlatan hikayeler barındırır.
Eski Mısır parfüm kavanozları ve kapları
Eskiden parfüm şişeleri sohbet başlatan parçalardı ve teşhir edilmek için üretilirlerdi. Statü sembolü olarak görülürlerdi. Eski Mısır parfüm kaplarından bazıları, ilk bakışta nispeten basit ve sade görünebilir. Kozmetik ve parfümleri saklamak ve korumak için tamamen pratik nedenlerle yapıldığını düşümemize sebep olurlar. Bununla birlikte, daha yakından incelendiğinde, bu kapların inanılmaz derecede pahalı ve nadir olduğunu anlamamız mümkün.
M.Ö. yaklaşık 1353-1336 yıllarından kalma Prenses figürü işlemeli parfüm şişesi. (Fotoğraf: MET Museum)
Parfüm kapları kişisel eşyalar olarak görülüyordu; ömür boyu kişide kalır, yeniden doldurulurlardı. Ayrıca öbür dünyada kullanılmak üzere mezar eşyalarının bir parçasıydılar. İnsanların neden kokulu yağlar, baharatlar ve parfümlerle gömüldüğüne dair Mısırbilimciler ve gömme teknikleri konusunda uzmanlar arasında birçok teori var. En önde gelen teorilerden biri, hoş kokuların eski Mısır’daki tanrılarla bağlantılı olduğunu ve sağlık, refah, uyum, dürüstlük ve mutlulukla ilişkilendirildiğini öne sürüyor. Aksine, hoş olmayan kokular kötülüğü, kaosu, hastalığı, kıtlığı ve acıyı sembolize ettiği düşünülüyor.
Amfora, alabastron ve unguentarium
Antik Roma’da koku şişelerine unguentarium, balsamarium ve lacrimarium adı veriliyordu. En yaygın kullanımları, parfüm yağlarını ve tozlarını tutmak ve dağıtmaktı. Bu şişeler genellikler, kaymaktaşı, renkli cam, gümüş veya seramikten yapılıyordu.
Bazı Roma cam unguentaria kapları benzersiz işaretler, semboller ve harfler taşırdı. Uzmanlar, bunların üreticilerin kimlik işaretleri, tedarikçilerin veya bayilerin logoları veya içindeki ürünün sınıflandırması ve açıklaması olduğuna inanıyor.
Ayrıca bazı kaplar, benzersiz becerilerini sergilemek, marka mesajlarını vurgulamak ve içerdikleri ürünü tanıtmak için çömlekçiler tarafından sanatsal dokunuşlarla renklendirilirlerdi. Parfüm şişesinin işlevinin ve amacının, bugün onları algılayış biçimimizle aynı değilse de benzer olması şaşırtıcı bir bulgu olarak karşımıza çıkmaktadır.
Pomanders
Pomander terimi, Fransızca “pomme d’ambre” (kehribar elması) kelimesinden gelmektedir. Kokulu yağlar, baharatlar, kuru çiçek ve meyveler, misk ve amberden yapılan aromatik bir top olan Pomanders, orta çağ ve Rönesans döneminde popülerdi. Kolye olarak takılırlar veya etek kemerlerinden sarkarlardı. Pomanderlerin daha küçük bir versiyonu bir parmak halkasına bir zincirle tutturabilir veya elde taşınılabilirdi. Daha küçük versiyonlar bile üretildi; bunlar elbise düğmesi veya tespih görevi görüyordu.
İngiltere Kraliçesi I. Elizabeth’in elinde pomanderını taşırken yaklaşık 1600 yılında resmedilmiş yağlı boya portresi.
Pomanderler gümüşten, bazen de altından yapılırdı. Bazıları elmas ve diğer değerli taşlarla süslenmişti; diğerleri emaye ile elle boyanmıştı. Portakal dilimleri gibi açılırlardı. Her birinin sürgülü bir kapağı ve üzerine bir baharatın, çiçeğin veya parfüm bileşiminin adı kazınmıştı. Her bölme, hoş kokulu bitki ve baharat karışımlarıyla doluydu. Bölme adının önerdiği aromalara bağlı kalmak yerine, bölmeyi kişinin kendisinin yeni aromalarla doldurduğu düşünülüyor.
Pek çok doktor, kokuların iyileştirici özelliklere sahip olduğuna ve aromaları solumanın ciddi hastalıkları önlemek ve tedavi etmek için gerekli olduğuna inanıyordu. Sonuç olarak, bazı baharatlar ve şifalı bitkiler belirli rahatsızlıkların tedavisi ile ilişkilendirildi ve pomanderdeki bileşenlerin ayrı tutulması gerekliydi. Gümüş antiseptik olarak kabul edilirdi, bu yüzden pomanderlerin çoğu bu metalden yapılmıştı. Tatlı otlar ve baharatlarla dolu pomanderler, sahibini miazma olarak bilinen bulaşıcı hastalıkların yaydığı kokulardan koruduğuna inanılıyordu.
Pomanders, aynı zamanda, benzersiz ve abartılı moda aksesuarları olarak kabul edilirdi. Sadece zengin insanlar – kraliyet ailesi, aristokrasi ve varlıklı tüccarlar – pomanderi ve pahalı baharatları, bitkileri ve aromaları karşılayabiliyordu. Pahalı olmalarına rağmen, özel günler için ayrılmış değillerdi.
Parfüm şişelerinin tekrar kullanılabilirliği
Parfümeride kullanılan baharatlar, reçineler, kokulu odunlar ve çiçekler pahalıydı ve bu sebeple içeriğe gösterilen özen, şişesine de yansıyordu. Amaçları, ürünü hasardan korumak ve bütünlüğünü korumaktan daha fazlasıydı. Onlar bir sosyal statü, imaj ve itibar sembolüydü.
Industrie des Parfums à Grasse. Usine Roure-Bertrand fils : Exposition universelle Paris (Grasse’da parfüm endüstrisi, Roure-Bertrand ve Oğulları Fabrikası) 1900. Grand Prix. (Fotoğraf: BNF)
19. yüzyılın sonlarında ve 20. yüzyılın başlarında, kimyasal sentez ve izolasyondaki gelişmeler yeni parfüm hammaddelerini dünyaya tanıttı. Bu andan itibaren, pahalı doğal bileşenler laboratuvarda yeniden üretilebilir, bu da maliyetlerini ve bulunabilirliklerini önemli ölçüde azaltır oldu. Sonuç olarak, çoğu insan parfüm satın alabilmeye başladı ve nadirlik imajı yavaş yavaş kayboldu. Artan talep, seri üretim ve rekabetteki büyüme fiyatları daha da aşağı çekti. Parfüm yavaş yavaş sosyal duruşu tanımlamaktan uzaklaştı ve bunun yerine bir moda ifadesi haline geldi. Herkes kraliyet mensubu olamazdı ama herkes kendini moda yoluyla ifade edebilir ve kişiliğini parfümler sayesinde gösterebilirdi.
Kokunun özgürleşmesi büyük bir başarıydı. Bununla birlikte, daha düşük fiyatlar ve satın alınabilirlik, toplu üretilen – daha ucuz – tasarımı daha basit – tek kullanımlık ambalaj anlamına geliyordu. Ambalajın geri dönüştürülebilirliği veya yeniden kullanılabilirliği, çoğu markanın önceliği olarak kabul ettiği veya gördüğü bir şey değildi.
Parfümerideki bu devrim niteliğindeki hareket, parfüm paketlemeye yönelik yeni tavırları da beraberinde getirdi. Çoğu tüketici pratikliği lükse tercih etti; parfüm şişelerinin hafif, taşıması kolay ve bir el çantasına veya cebe sığacak kadar küçük, sızıntıları önleyecek şekilde güvenli ve kullanımı kolay bir hale evrildi.
21. yüzyılda parfüm ambalajı
Reklam kampanyalarında markaların kendilerini gösterebilmeleri için ambalaja ve şişe tasarımına verilen önem arttı. Yaratıcılığın ön plana çıktığı kampanyaların yeni bir tüketici kitlesine hitap etmesi hedeflendi ve bu sebeple parfüm şişeleri endüstrinin en önemli pazarlama taktiklerinden biri haline geldi.
Parfümerideki ana akım yaklaşımın, hala geri dönüştürülebilen ancak yeniden kullanılamayan ambalajlarla alakalı olduğunu söyleyebiliriz. Doğru şeyi yapma ve ambalajı geri dönüştürme veya yeniden kullanma sorumluluğu tamamen tüketiciye bırakılıyor. Ancak tüketiciler arasında etik, sürdürülebilir, çevre dostu ve yeniden kullanılabilir ambalajlara olan talep, geleneksel muadillerine göre daha hızlı artıyor. Sonuç olarak, Mugler, Guerlain, Acqua di Parma, Floral Street veya 4160 Tuesdays gibi artan sayıda marka, yeniden doldurulabilir şişeler veya yeniden doldurma istasyonları aracılığıyla sürdürülebilir bir deneyim sunmaya başlıyor.
Yeniden kullanılabilir ambalajın dayanıklı olması, yüksek kaliteli malzemelerden yapılmış olması ve günlük yırtılma ve yıpranmaya karşı dayanıklı olması gerekiyor. Şişe kaç kez yeniden doldurulursa doldurulsun kusursuz ve yeni gibi görünmeli. Bu nedenle kalite ve tasarım, parfüm ambalajlarındaki en son trendleri karşılamak ve tüketicilerin sürdürülebilir, çevre dostu ve etik ambalaj çözümleri taleplerini karşılamak için geri gelmek zorunda kalıyor.
Maison Francis Kurkdijan’ın New York’tan ilham alan parfümü 724’ün resmi tanıtım kampanyasından bir görsel.
Niş ve lüksün evrimi sayesinde, günümüzde, Acqua di Parma ve Maison Francis Kurkdijan gibi markalarda görüldüğü üzere parfüm şişelerinden ziyade içindeki kokuların ön plana çıkarıldığı yeni bir segment ortaya çıktı. Yeni lüks algısı, artisanal olarak üretilmiş ve deneyimli burunlara bir şölen atfeden, tıpkı antik çağlardaki gibi hammaddelerin ön plana çıktığı bir yaklaşım ile seçkin bir müşteri kitlesini hedefliyor.