Tarihçe:
Pierre-François-Pascal Guerlain’dan 1853’te İmparatoriçe Eugénie’nin Napolyon III ile evliliğinin anısına bir koku yaratması istendi. Parfümör, bergamot, limon ve neroli notalarını harmanlamak için çalışmaya başlarken, sıradışı müşterisine ürettiği parfümü herhangi bir şişeye koyup veremeyeceğini biliyordu. Tam olarak bu sebeple, Bee Bottle’ın hikayesini başlatan deneyimli cam ustası Pochet du Courval’a başvurdu.
Guerlain’in kokusu Eau de Cologne Impériale, imparatorun arması ile işlenmiş ve Fransız imparatorluğunun uzun zamandır süregelen amblemlerinden biri olan arılarla süslenmiş, ince altınla elle yaldızlanmış kendine özgü bir flacon içinde sunuldu. Silindirik tasarımı için Guerlain’in ilk butiğinin hemen yakınındaki Paris’teki Place Vendôme’daki Napoleon I sütunundan esinlenildi. Parfüm, şirkete “Majesteleri İmparatoriçe’nin Resmi Tedarikçisi” unvanını ve saraydaki hanımların hayranlığını kazandırdı. İmparatoriçe Eugénie’den sonra Guerlain’in kraliyet müşterileri arasında Büyük Britanya Kraliçesi Victoria ve İspanya Kraliçesi Isabella II de vardı.
Günümüzde Bee Bottle:
Bee Bottle moda çevrelerinde ses getirmeye devam ediyor. Guerlain’in sanat, kültür ve miras direktörü Ann-Caroline Prazan, “Yeni bir müşteri kitlesi, kökleri tarihe ve kültüre dayanan ve bir nesilden diğerine aktarılabilecek bir lüks arıyor” diyor. Şirketin “les dames de table” olarak bilinen titiz kadın zanaatkârları, parfüm tıpalarını modern vakumlu mühürlerden önce gelen ve zamanın modası olan baudruchage tekniğini kullanarak ince iplikle elle mühürlemeye devam ediyor. Orijinal Eau de Cologne Impériale’ye ek olarak, günümüzün yeni imparatoriçeleri dört farklı boyuttaki Bee Bottle’ı seçtikleri Guerlain kokusuyla doldurabilir ve kişiselleştirilmiş bir yazı ekleyebilirler.
Özel tasarım iş birlikleri:
Bee Bottle, çağdaş sanatçılar ve yaratıcılar için de bir ilham kaynağı haline geliyor. Guerlain ile 2021’de yapılan bir işbirliği için, İsviçreli tasarımcı Kevin Germanier, görkemli couture giysilerini anımsatmak için geri dönüştürülmüş Swarovski kristallerini kullanarak 11 şişe tasarladı; mücevher tasarımcısı Begüm Khan, İstanbul’un Suriçi bölgesindeki tarihi bir atölyede Türk zanaatkârlarla birlikte altın kaplama bronz üzerine değerli taşlar yerleştirerek 15 parça üretti; ve geçtiğimiz Mayıs ayında, Dünya Arı Günü şerefine, gerçek arıları prefabrik çerçeveler etrafında peteklerini inşa etmeye davet ederek yaşayan heykeller yaratan Slovakyalı sanatçı Tomáš Libertíny, dekoratif bir balmumu süslemesi üretmek için bir ay boyunca şişenin eğimli kenarları etrafında bir kovan inşa etti.